10 Haziran 2010 Perşembe

düş'e düşmek..


Gecesi olmayan bir kentti dudakların
unutulmuş isimler ormanında
bir çocuğun kanadığı duyulmasın diye
lal menekşeleri açardın
gölgeye

suya varırdı bütün sözler
susardın gecikmişliğinde yolların
cebinde kim bilir ne zaman zulaladığın
o imlasız çakılları
yolcusuz kalan duraklara bırakıp

[ Oysa biliyordun ;
gölgeler terk ederdi ilk
kendi nesnesini...]

tarihi solmuş bir resmin derinliğinde unut;
telefon defterindeki sırça dost adreslerini
ve bu şiiri...
Bırak !
yağmalansın anıların coğrafyası


Ay kırığı düşleri kirpiksiz sabahlara kanama artık

... (alıntıdır, almışım zamanında biryerlerden...)

Düş'ümdeki düşsüz... Düşsüzlüğümde bulduğum düş belkide...

0 yorum: