7 Nisan 2010 Çarşamba

Evet bu ilk yazı, o zaman ismi tanışma olmalı...

Beğenerek izlediğim House M.D. dizisinin son bölümüdür bana bu blog sayfasını açtıran. Bölümde sarışın bir ablamız vardı ve ne yaşıyor ne hissediyorsa bloguna yazıyordu.Etkilendim!. Çünkü tekim bu şehirde ve gerçekten konuşacak, herşeyi anlatacak birisi yok yakınlarımda.

Yukarıda da dediğim gibi ben tek başıma istanbulda yaşayan İzmir'li minik bir kaplumbağayım. Bir kaç ay öncesine kadar ev arkadaşımla mutlu denilebilecek ( hala emin değilim...) şekilde yaşıyorduk. Ta ki o beni delirtene kadar. (Konuları teker, teker daha sonra ele alırım o sebeple bu yazıda detaya girmeme kararı aldım.)

Ve işte bu ayrılık sonrasında tek başına yaşayan evini sırtına ağır geldiği için bir oda bir salon daire tutmuş ve bu daireyide üsküdar civarlarında bırakmış bir kaplumbağanın hayatıdır bu sayfada okuyacaklarınız... (Tabi okuyan birileri olursa şayet..)

Kendi halinde bir şirkette projeler departmanında çalışıyor bu minik kaplumbağa, iş arkadaşlarını, patronunu, şirketini ve çoğu müşterisini seviyor ama çoğu zamanda bunalıyor iş yerinde...

Bazen kaçıp gitmek istiyor bir sahil kıyısına, bazense şehrin ve hayatın en merkez noktasında olmak istiyor.Yalnızlığın getirisiyle yazacak bu sayfaya, en yakınındakilere anlatamadıklarını anlatacak burada, içinden geleni haykıracak, bazen umut dolu olacak yazıları, bazen lanet edecek hayata.. Ama paylaşacak herşeyi burada! En yalansız noktası olacak bu sayfa, en doğruyu yazacak hep buraya..

Minik bazı hayalleri var bu kaplumbağanın hayata dair; bazen bir kırtasiye açıp kitap, defter ve ofis malzemelerinin içinde kaybolmak bazense sinek avlaan bir süs eşyacısı olup ahşap işlemeli biblo ve tablolar arasında kasa başında kahvesini yudumlayıp kitabını okumak gibi...

Tek öğrendiği de bir şey var hayatta; Sev ki sevilesin, mutlu et ki mutlu olasın... Acımaktan, canını yakmalarından korkma... Çünkü çekildikçe sen kabuğuna yükün artar yorulur ilerleyemessin... ama unutmamak gerek ki Ağır Adımları kaldırmıyor Hayat!!!...

Sevgiyle.

0 yorum: